25 Ocak 2013 Cuma

Adaletin Terazisi

Danıştay 8’inci Dairesi, Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) meslek kurallarında yer alan avukatların ‘başları açık’ görev yapacaklarına ilişkin düzenlemenin yürütmesini durdurdu. 

Bu haberi bu gün gazetede okuduğumda , nedense karamsar bir haber olarak düşündüm, sonra kendi kendime sorguladım neden böyle düşündüğümü. Aklımdan geçen adalet düzenin en önemli ilkesi olan eşitliğin ortadan kalktığı idi.

Artık dini inançların ve siyasi görüşlerin, mahkeme salonlarında istendiği gibi sergilenebileceği bir ortam yaratılmıştı. Sonuçta türban diye ifade ettiğimiz  baş örtme şekli günümüz Türkiyesin de açık ve net olarak siyasal bir simge haline gelmiş ve bir nevi mesaj aracı olarak kullanılmakta. Ben iktidar yanlısıyım mesajı vermenin en simgesel yöntemi haline geldi. Tabi ki bunu kendi inancı için takan ve siyasal görüşü farklı olan insanlar vardır. Ancak bu genede yaratılacak eşitsizliği ortadan kaldırmayacaktır.

Ayrıca, türbanı siyasi simge olma vasfından ayırsak bile dini bir simge olma vasfını yok etme şansımız yok. Benim algım da ben daha Müslümanım, daha dini bütün biriyim imajı oluşturmak isteyen insan profili oluşuyor. Bu gene türbanı kullanarak daha dürüst olduğunu belirtme imajını oluşturmak için kullanılan bir mesaj şeklini yaratıyor. 

Bu noktada bana göre dini bir simge olan türban (bize empoze edilen bu olduğu için) bir nevi ticari çıkarlar için , avantaj yaratma aracı oluyor müşteri kapma konusunda avukatlık mesleğinde. Diğer yandan ise mahkemede, davaya bakan hakime hem siyasi hemde dini olarak mesaj verme aracı olarak kullanılacak. Hele ki şu dönemde iyice siyasallaşan adalet sistemi içinde, siyasal olmayan davalarında artık eşit şartlarda görülmesi konusunda ciddi soru işaretleri yaşanacaktır.

Kişisel tahminim Danıştayın bu kararı değişmez ise özellikle türbanlı kadın avukatların işlerinin artacağı yönde olacak. Bunu hep beraber izleyip göreceğiz. Belki takke takmaya başlayan erkek avukatlarda görebilir bu durum sonrası, nede olsa başları açık olmak zorunda değil artık.

Eğer avukat olsaydım , yüzücülerin kullandığı bone ile giderdim hakim karşısına, yada poşu bağlardım başıma. Keyifli olabilirdi aslında. Ama bu saatten hukuk okumak pek cazip değil.

Kısaca Adalet Teyzenin terazisi gene şaşacak.