26 Ocak 2011 Çarşamba

Dünden bu güne, bu gün dün değildi.

Her gün dönerken köşeyi görürdüm,
Kocaman o boş araziyi,
Yanımda hep topum olurudu,
Birde mahalleden arkadaşlar,

Her köşeyi döndüğümde,
Çok büyük gelirdi ,
Hem maç yapardık, koşmaktan bitercesine
Hem uçurtma , uçuruduk saatlerce.

Dün köşeyi dönerken durdum bir anda
içimi bir korku sardı o anda,
farkında değildim ama,
Dün bu gündü, bu gün dün değildi.

Bu gün köşeyi dönemedim,
Ne dönülecek köşe,
Ne de görülecek boş arsa vardı.
Adı yoktu kendi vardı,
Şimdi adı var kendi yok oldu.

Çok büyüktü, kocamandı.
İçinde kaybolurcasına,
Sanki hep orda olacaktı.
Bize sözü vardı,
Hep boş olacaktı.
Galiba dünüdü,
Bu gün dün değildi.

Denklem - İkilem

Hayatımız sanki ikilemler oyunu. Kaç kişi acaba yaşadığı hayatan memnun. internet böyle bir ortamda bize sanal bir hayat sunuyor, farklı bir kimleğe bürünüp , yeni bir yaşam şekli imar edebiliyoruz kendimiz. Beğenmez isek, yada sıkılır isek yenisini yaratma şansımız var.

Bu hem mutlu edebiliyor insanı hemde depresyona sokabiliyor, niye gerçeği böyle değildiye. Ama artık sanalda yeni bir dünyamız var. Vazgeçilmesi zor bir dünya.

Kaç kişi acaba internetteki sanal alemi bırakıpta gerçeklerle daha fazla yüzleşmek ister. Gerçek hayatta kaybeden olmaktansa , sanalda kazanan olmak, tam olarak yetiyormu bize. Ama itiraf edelimki sanalın en güzel yanı , estetik yaptırmadan güzel ve genç görüne bilme imkanını bize sunuyor olması. On yıl önceki resimler, oda yetmedi bol photoshoplu resimler :).  Herşey sanalda keyifli , problemsiz. Ama....

Ama iş belli bir noktaya gelip oluşan bazı şeylerin karşılıklı realiteye döküleceği an, o an çoğu zaman , sükütü hayla zamanı oluyor. Çünkü herşeyin sanal olduğunu unutup, sanalı gerçek gibi yaşamak yanlışına düşüldüğü andan itibaren ilk darbeyi alma noktasına geliyorsunuz. Kısaca gardınız düşmüş oluyor.

Sanalı sanalda yaşamak en güzeli galiba. Elimizdeki gerçeklikte çabalanırsa değişe bilir ve kendi istediğimiz gibi olabilir. Bunu yapmanın nekadar zor olduğunu söylememe gerek yok. Ama yapabilirseniz, hem sanalda yaşadığınız hayal kırıklıkları ile karşılaşmazsınız hemde gerçekten nefes alıp vermenin, keyfinin nekadar güzel olduğunu anlarsınız. Bu hayatta, süre akıp gidiyor, koşup önüne geçme şansımızda, arkasından çekip yavaşlatma veya döndürme şansımızda yok. Zamanı zamanında yaşamak gibi zor ama güzel birşeyi denemek gerek. Yoksa hayatlarımız sanalda kaldığı sürece zaman aşına uğrayacaklar. tik tak tik tak :)

18 Ocak 2011 Salı

İleri Demokrasi - Tersine Evrim

İleri demokrasiye kör, topal, sağır ve dilsiz olarak, üç nala gidiyoruz.
Öğrenciler tepki gösterdiler, yumurta atılar, hem kıyamet kopartıldı. Böyle protestomu olurmuş. Onlar aslında protein eksikliğine dikkat çekmişlerdi. Öğrendik ki fazla proteinin ileri demokraside yeri yok.
Ülkede bir basket şöleni başlar, birileri sevmiyor diye dansçı kızlar ortadan yok edilir, ses çıkmaz. Aynı şölenin seyircisi, seslerini ve ellerini kullanarak protesto eder, dansçı kızları sevmeyenleri ve onların yaptıkları faaliyetleri, ortalık yine karışır. Buradan örendik ki kapalı ortamda yüksek sesle protestonun ileri demokraside yeri yok.
Bir konser olur, konseri veren dünya çapından tam bir protestocu gruptur, bilmeden bilemeden birilerini övmeye başlar solistleri, şok bir şekilde protesto edilir, gene kıyamet kopar, ele güne rezil ettiniz diye. Buradan da öğrendik ki ileri demokrasilerde beynelmilel bir konserde protesto olmaz, olamaz, sonra elaleme ne deriz.
Gün gelir bir stat açılır, koca bir tanesi boşta dururken, görkemli şovlar başlar, seyirci seyreyler, ama birden birileri başka bir şovu yapmaya kalkar,  başka birilerini övmek için. Seyirci sevmez bu korsan şovu, protestoya başlar. Protesto var olan hedeften sebeplere doğru yönelir, sebepler stadı terk eder. Ve kıyametin büyüğü başlar. Ben olmasam bu stat olmazdı. Üstat parayı cebinden sayıyor ya. Ben yaptım oldu diyeni gördükte, ben olmasaydım yapılmazdı diyen ile yeni tanışıyoruz. Olay ne de olsa One munite Show. Buradan da öğrendik ki ileri demokraside baştakiler istedikleri gibi mevzuatları eğip bükebilirler, tabi onlarla iyi geçinirseniz. Hele protesto hak getire, daha anlaşma bile yapılmadan, olur mu hiç. Nerdeyse tez elden denilecek ama bir muhteşemlik özentisi olur sıkıntısıyla, yutkunup tutuluyor.
Garip bir şey bu ileri demokrasi, görmeyeceksin, duymayacaksın, sesini çıkarmayacaksın. Biz buna üç maymun demiyor muyduk? Desenize bu ileri demokrasi tersine evrim yaptırıyor.  Ya oturup dua edeceğiz Darvinin teorisi yanlış diye, yada maymunlar cehenneminden kurtuluş filmini yeniden izleyeceğiz. Tabi ileri demokrasimizde böyle bir seçme hakkımız varsa. Belki vardır, sormak lazım tek doğru biliciye. Bu işinde bir doğrusu vardır, sonra ucube gibi ortada kalmayalım.

5 Ocak 2011 Çarşamba

Bir yerden başlamak lazım gibi

Kendimce, kendi kelimelerim ile düşüncelerimi , düşünemediklerimi, kendimi anlatama gaflet ve dalaletinde olacağım. Yazdıklarım benim için denize atılan şişe içindeki mesajlar gibi olacak. Bir umutla birilerinin okumasını ve tepki vermesini bekliyeceğim. Güzel yada kötü, beğendim yada bu ne biçimşey denmesini bekliyeceğim. Günümüz etikleşim toplumu , benim içinde hayat etki ve tepkiler ile ilintili , önemli olan bunşarın bileşkesinin yarattığı ivmeyi yakalaya bilmek.

Bir istek ile başladı, problemde olsa , çözümde olsa bir yerden başlamak lazım, birşeyler bitmeden :)