26 Mart 2013 Salı

İzmirli Olmanın, Olabilmenin Dayanılmaz Hafifliği


İzmir’in en güzel yanı belki de, özellikle İstanbul’dan ayrılan en büyük özelliği, İzmirli üst kimliğini oluşturabilmiş olmasıdır.

İstanbul’da göç eden herkes bir şekilde kendi kimliğini muhafaza edip nerelisin dendiğinde, geldiği yeri söylemektedir.  Sivaslıyım, Trabzonluyum, Ağrılım, Adanalıyım diyerek illaki köklerine bir gönderme yapar.

İstanbul taşı toprağı altın olduğu kadar, yaşanması da en az bir o kadar zor bir şehir. O nedenle bu büyük metropole göç edenler, ilk başta burada hayata tutuna bilmek için hemşerilik yardımına ve yakınlaşmasına ihtiyaç duymuşlardır. Bir hemşeri güvencesi her konuda bu nedenle öne çıkmış, arkasından gelen hemşeri kollaması da bu ilişkilerin devamı olmuştur. Tabi bu arada, İstanbul ne kadar kozmopolittik bir şehir olsa da, bana göre o kadar da insan ilişkileri konusunda muhafazakâr bir yapısı olmuştur.  

İzmir’in farkı ise, kendi yarattığı hoşgörü anlayışının neticesi olarak, göçle geleni geçen süre içinde sahiplenmesi ve gelenlerinde bir süre sonra rahatlıkla İzmirliyim diyebilmesindendir.  Buna İzmir’deki hayatın ve yaşamın daha rahat olması da büyük bir etkendir.

Yıllar önce İstanbul’dan ziyarete gelen kuzenim “Abi kimse dönüp yüzme bile bakmadı” demiş, bende “Neden bakacaklardı ki “ demiştim. Kendisi tam bir Heavy Metalci olduğu için (Kulakta küpeler, elde devasa yüzükler ve klasik Heavy Metal kıyafetleri giyerdi devamlı), bu duruma şaşırdığını söyledi. “Abi İstanbul’da hem uzaylı gibi bakıyorlar, hem de 2 günde bir yüzüme tükürüyorlar” dediğinde ilk defa İzmir’deki hoş görü yaklaşımını fark etmiştim.  

İzmir’e gelenin bir sure sonra kendini İzmirli hissetmesinin nedeni işte bu hoş görüdür, bu dışlanmamaktır. İnsanları ötekileştirmediğiniz sürece, barış vardır huzur vardır.

Basit açılımlar yerine işin köküne inmek lazım, çünkü insanları ötekileştirerek yaratılan sınırlar, farklılıklar her zaman ayrımcılığa neden olur. Bölerek yönetmek ve diğer tarafı düşman haline getirerek yönetmek her zaman işin en kolay yoludur. Önemli olan herkesi kucaklayarak bu işi sürdürmek, sürdürebilmektir.  Yoksa kendi ajandalarındaki yol haritasına devam edebilmek için yapılan eylemler, beklenmedik başka ötekileşmelere yol açabilir.

Bu arada, İzmir’in gene inanç yaklaşımı ile ilgili bir şeyler söylenmiş. İzmirli inancını kendi içinden fazlasıyla yaşar ama hoş görüsünü dışa vurmaktan keyif alır. Bunu anlamak için İzmir’de yaşamak gerek, yoksa uzaktan bakarsanız, İzmir Gavur İzmir’dir. Oradan bakanların bunu söylemesi, İzmirliyi üzmez, gururlandırır. Bunu söyleyene ise üzülür, sahip olduğu hoşgörü eksikliğinden dolayı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder